trendsSoul, bilimsel ve teknolojik kavramları, aşağıda tanımladığı anlamlarda kullanır. Kavramların buradaki anlamları, çok basit ve kısa fakat bilimsel kabullere uygun olarak düzenlenmiştir. trendsSoul tarafından çeşitli tarihlerde yazılmış pek çok makalede bu kavramlar ve daha pek çoğu en geniş biçimde irdelenmiş ve basında yayınlanmıştır. Linke Bakınız >>
Trend Nedir ?
Günümüzde hemen her alanda, her uzmanlık dalında bir ”tamlayan” olarak karşımıza çıkan trend kelimesi, gelip geçici heveslerin ifadesinden uzgörü tahminlerine kadar, her bir farklı durumu betimlemek için kullanılan, geniş frekanslı algı alanına sahip, ağırlıklı olarak bilimsel ve teknolojik tabana bağlı/bağımlı bir kavramdır; yükselen ve alçalan her türlü (sanatsal, ekonomik, politik, sosyolojik...) eğrisel hareketin "göstereni" olarak kullanılır.
Trend ne değildir?
Trend kavramı (bir “tamlayan / gösteren” olarak) iki, beş ve on yıl içinde toplumun büyük bir çoğunluğu tarafından kabullenilerek uygulanan / yapılan her tür davranışları, hareketleri, durumları tanımlamakta kullanılmakla birlikte dilimizde çoklukla “moda” ile karıştırılmaktadır. Moda, trendin bir çıktısıdır (Fashion Trends: Moda Trendleri). Moda trendleri, bilimsel ve teknolojik buluşlara bağımlı değildirler fakat bu buluşları sanatsal amaçları ile dilediklerince kullanırlar.

Trend ile Fütürizm (Geleceklerin Öngörüsü) arasındaki ilişki
Üniversiteler, özel ve kamusal teknoloji kurumları ile şirketlerin kendi Ar-Ge birimleri gibi araştırmaya yönelik bütün kuruluşlar, öncelikle ait oldukları ülkelerin ulusal ve giderek bütün bir dünyanın global eski teknolojilerini değiştirir, yenilerini üretir ve yayarlar. Bu etkileşim ağının dışında kalabilmek, bütün iletişim kanallarının kapatılması gibi imkansız bir önkoşula bağlıdır. Sürekli gelişen ve artık günümüzde kendi hedeflerini bile bilimsel sıçramaları ile kendisi koyan teknolojik yenilikler, eğitimden finansman sistemlerine kadar, piyasa içi veya piyasa dışı, istisnasız her şeyi etkilerler.
Bu bilimsel ve teknolojik gelişme süreci, kendisini üreten (ve hatta üretmeyen) insan nesillerini etkisi altına alır; sosyal yaşam, düşünme biçimi ile değerler ve yargılar gibi her konuda özelleştirir. Bu uzun ve soluksuz, hiç bitmeyecek linear / düz süreç, 2-5-10 senelik kısa dalgalanmalar gösterir. Her bir kısa dalga, yükselen ve biten bir paradigmayı temsil eder. Her bir paradigma zaman içinde kendi artan ağırlığı ile hantallaşır, dipten gelen yeni paradigmanın dalgaları ile giderek daha fazla sarsılmaya başlar ve nihayet yıkılır. Dikey analizde bu etkileşimin, insanların psikolojik yapılarından sosyo-ekonomik konumlanmalarına kadar hemen her alanda ortaya çıktığı, dönemsel anlamda nesillere bile ad verdiği apaçık ortadadır.
Bu kısa dalgalı paradigmaların her birinin, "trendler" olarak adlandırılan, kendisine özgü durumları ile davranış ve düşünce biçimleri vardır. Fakat bu paradigmaların, yatay zaman analizinde, yerel ve coğrafi özelliklere göre birbirlerinden tamamen faklı, benzemez ve sayısız olma özellikleri de vardır. İçlerinden baskın olanları, global anlamda yayılabilirler, zayıf olanlar yerel (yöresel) kalırlar.
İngilizce dilinde "futurism" olarak adlandırılan, dilimizde kelime adaptasyonu ile "fütürizm" olarak kullanılan kavram ise, insanlığın uzun dönemdeki geleceklerinin öngörülmesini (prediction / forecasting) ifade eder. Kısa dalgaların yani 2-5-10 senelik küçük paradigmaların (yani, trendlerin) hepsini içinde barındıran çok büyük bir kümenin, yani insanlığın anda içinde yaşadığı paradigmalar bütününün kırılacağı zamanı, bilimsel ve teknolojik verileri referans alarak öngörebilmeyi (predictive futurism) gerektirir. Bu bağlamda, yaşamış ve en uzağı öngörebilmiş insanların en önemlilerinden biri, Nikola Tesla'dır. 1943 yılında dünyadan ayrılan bu mucit, elektriğin kablosuz taşınabileceği tezini öngörmüş ve kanıtlamıştır.
Günümüzde "tasarımcı" ve/veya "futurist" olma iddiası taşıyan pek çok insan vardır.
Fakat bilinmesi gereken en önemli husus, hayal kurma yetenekleri ile istisnasız bütün insanların zaten hem "tasarımcı" ve hem de "fütürist" olarak doğduklarıdır. Biyolojik anlamda insan, diğer bütün canlılardan farklı olarak, zaten doğuştan gelen bu iki yeteneğe sahiptir: kendi ihtiyaçları için tasarım ve kendi geleceğini hayallerine göre planlama. Ancak, eğitim almamış hiçbir insan, profesyonel alanda endüstriyel/grafik/moda ... tasarımcısı olamayacağı gibi, bilimsel ve teknolojik alanlardan bihaber hiçbir insan da profesyonel futurist olamaz. Bu anlamda, futurist oldukları iddiasındaki pek az kişinin öngörüsü gerçekleşmiş veya gerçekleşmek üzeredir. Bu kısa açıklamadan da anlaşılacağı gibi, kimin "futurist" olduğuna, sadece "zaman" cevap verebilir ve en önemlisi, futurist olmak, geleceği bilmek yani falcılık demek değildir. Gelecek asla bilinemez fakat olasılıklar tahmin edilebilir ve (tercih edilen) olası geleceklerden birinin gerçekleşmesi için gerekli adımlar atılabilir. Bu tercih, devletler boyutunda olabileceği gibi, dar anlamda şirketler/kurumlar/kişiler için de olabilir.
Anlaşılacağı üzere, geleceklere yönelik hayaller kurma becerisi, insanı fütürist yapmaz ancak bilim kurgu yazarı yapabilir. Güzel düşünmekle geleceklerin de güzel olacağı iddiası ise, bilimsel hiçbir temeli olmayan, hoş bir dilek olmanın ötesine geçemez. Kısacası, saate bakıp zamanı söylemek, saat yapmak anlamına gelmez, sadece bir "tesbit" olarak kalır.
Trendler ile fütürizm arasındaki en temel fark, trendlerin "suni" olarak salt ticari amaçlarla üretilmesi, fütürizm konusu olan "geleceklere yönelik öngörülerin" ise bilimsel ve teknolojik kökenlerine ve süreçlerine bağlı olarak (devletler, şirketler, kurumlar, kişiler... arasında) rekabet alanlarında kullanılmasıdır. Ne trendler ve ne de bu fütüristik öngörüler, global oyuncu olmayan unsurlar tarafından realize edilemezler.
Geleceklerin bütün öngörülerinin temelinde, kuantum bilgisayar ve robot bilimi (insansılar) vardır. Günümüzün bilimsel araştırmalarının en temel ve ağırlıklı konusu, insan beynidir. Bugün içinde bulunduğumuz en büyük paradigma kümesi (üçüncü sanayi devrimi dönemi), kuantum bilgisayarlar ile kırılacaktır ve bunu (dördüncü sanayi devriminin olacağını) söylemek, fütürist olmak demek değildir.